Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu mesaj aslında çok açık; sokaktaki vatandaş boş tencereyi iktidara gösterdi.
Muhalefetin ortaya koyduğu seçim performansını göz ardı etmek olmaz ama vatandaşın geçime derdine düştüğü gerçeği de var.
Uzun süredir mutfağı yangın yerine çeviren enflasyonun bugüne kadar devirmediği iktidar görülmedi. Evet, bu sarı kartın kırmızıya dönme olasılığı da yok değil.
Sandıktan çıkan mesajı bütün parti liderleri dikkate almak zorundadır. Çünkü 22 yıldır ilk defa iktidar sarsılıyor.
Tabi ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun bilincinde ve önündeki uzun süreyi partisini fabrika ayarlarına döndürerek tekrar inandırıcı duruma getirmek için çalışacaktır.
Kaybedenden çok kazananın dikkat çektiği bir seçim yaşadık. Bu önemli gerçeğin altını çizmek gerekiyor. Halk hareketini arkasına alan CHP tarihsel bir başarıya imza attı. Partinin üzerine yapışan algıları ilk kez yerle bir etme başarısı gösterdi.
Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş henüz yarış başlamadan kazanmışları çünkü sosyal belediyeciliği sahaya yansıtmaları aynı Mersin’e olduğu gibi seçmeni derinden etkiledi.
CHP’li belediye başkanları masal kahramanı görüntüsü çizmediler. Halkın içerisindeki duruşlarını korudular. İnsana dokunan hizmetler ürettiler.
Biz buna yaşadığımız kentte şahit olduk. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, bu alanlarda önemli örnek ve öncü oldu.
Şimdi beş yıl öncesine gidelim ve sürecin ayak izlerine bakalım. Başkan Seçer, ilk koltuğa oturduğunda Mersin için uzun vade bakış açısıyla çok iyi bir planlama yapmıştı. Öncelik hizmette kendisini göstermek ve sonrasında uzun vadeli projelerin temellerini atmaktı ama olmadı; çünkü koltuğa oturduğunda çok sürmedi, pandemiyi kucağında buldu.
Sokağa çıkma yasakları zamanında kriz masasından ayrılamayan Seçer, ister istemez projelerini rafa kaldırmak zorunda kaldı.
İşte rekora koşan sosyal yardımlar bu dönemde başladı. Fakat ekonomik krizle birlikte sürecin devamı gerekli hale geliyordu ve sosyal belediyecilik hiç hız kesmedi. Sanatta, kültürde, sporda Mersin adeta formatlandı.
Tabi ki Mersin gibi çok uzun yıllar ihmal edilmiş bir kenti beş yılda ayağa kaldırmak mümkün olmazdı. Ve üstelik mecliste çoğunluk Cumhur İttifakı’nda olunca yapabileceklerine yönelen büyükşehir gördük.
Şöyle oldu böyle oldu demenin hiçbir anlamı yok. Gelinen noktada Başkan Seçer’e sandıktan çıkan oylar, siyaset tarihine rekor olarak geçti.
Geçtiğimiz gün mazbatasını Mersin halkıyla birlikte alan Başkan Seçer, herkesin belediye başkanı olacağı sözünü yine yeniledi.
Türk milleti olarak balık hafızalı olduğumuzu söylememe gerek yok, seçimleri unuttuk bile…
Demokrasimiz adına çok önemli bir denemeci daha gerilerde bıraktık. Şimdi Mersin’i geleceğe taşıma zamandır.
Mersinli mesajını sandıkta verdi; Başkan Seçer’e güveniyoruz…